Furkan Olan Kur'an
Furkan Olan Kur'an
"Feyiz ve bereket, azamet ve kudret sahibi ne yücedir ki (hakkı bâtıldan, doğruyu eğriden, helâli haramdan ayıran) Furkan'ı, milletleri (tuttukları yolun tehlikesine karşı) uyarıcı olsun diye kulu (Muhammed'e) indirmiştir" (Furkan Suresi; 1)

İnsanlık tarihinde insanoğlu hiçbir zaman başı boş bırakılmamış, ilahi mesajları içeren kitaplarla muhatap olarak alınmışlardır. Zira Allah (cc) uyarıcı göndermediği bir topluluğa ceza vermez, mesajını iletmediği bir topluluğu sorumlu tutmaz.

"DoÄŸru yola giren kimse ancak kendisi için girmiÅŸ olur. Sapan kimsenin de sapıklığı ancak kendi aleyhinedir. Hiçbir günahkar bir baÅŸkasının günahını yüklenmez.Biz, elçi göndermedikçe azap etmeyiz.” (İsra Suresi; 15)

Kimi, zaman suhuflar, kimi zaman kitaplar gönderdi peygamberler aracılığı ile. İlahi mesajın adı bir zamanlar “kanun kitabı” anlamına gelen Tevrat idi. DiÄŸer zaman “Yol gösterici” anlamında İncil.

Allah son mesajını tüm insanlığa gönderdi. Son kez konuşacaktı kullarıyla. Artık ne bir peygamber ne de bir kitap gelmeyecekti; bu nedenle tüm çağlara hitap etmesi gerekiyordu. İşte bu yüzden son mesaj, evrensel bir içeriğe sahipti. Kıyamete kadar geçerli olacak hüküm ve ilkeler siyasetten, ticarete, evlilikten boşanmaya. Savaş hukukundan barış hukukuna vs. hayatın her alanıyla ilgiliydi.

 Ã–zeliklerini ifade eden birçok ismi vardı son kitabın. Bir ismi de Furkan’dır. Kur'an hem hakkı batıldan ayırır hem de batıldan ayrılır. Çizgisi netti; “Sizin ki size benimki de banadır." (Kafırun Suresi) diyerek net bir tavır sergileyip, beÅŸerî olan her türlü ilke ve deÄŸerden(!) beri olduÄŸunu ilan ediyordu.  Furkan’dı kitabın diÄŸer bir adı ve   ayıran demekti. Hakkı batıldan, doÄŸruyu eÄŸriden, iyiyi kötüden, hayrı ÅŸerden, sevabı günahtan, helâli haramdan, güzeli çirkinden ayıran, her birinin sınırını belirlemiÅŸti.

 "Feyiz ve bereket, azamet ve kudret sahibi ne yücedir ki (hakkı bâtıldan, doÄŸruyu eÄŸriden, helâli haramdan ayıran) Furkan'ı, milletleri (tut­tukları yolun tehlikesine karşı) uyarıcı olsun diye kulu (Muhammed'e) in­dirmiÅŸtir"(Furkan Suresi; 1)

Ayetin tefsirinde Merhum Seyyid Kutup şöyle diyor;

"Burada Kur'an, "ayırıcı", "ayıraç" (Furkan) adı ile anılıyor. Çünkü bu kitap doÄŸru ile eÄŸriyi (Hak ile batıl'ı) ve doÄŸru yol ile sapık yolu birbirinden ayırır. Hatta o, yaÅŸama tarzları ile insanlık tarihinin dönemlerini de birbirlerinden ayırt eden bir kriter iÅŸlevi görür. Çünkü Kur'an, gerek vicdanlara egemen olan deÄŸerler sistemi anlamında ve gerekse pratik hayata yansıyan somut uygulamalar anlamında belirgin ve kendine özgü bir hayat tarzının ana hatlarını çizer. Öyle ki, bu hayat tarzı, insanlığın daha önce tanıdığı diÄŸer hayat tarzları ile karıştırılamaz. Yine bu kitap, insanlık tarihinin daha önceki hiçbir dönemi ile karıştırılamayacak olan hem duygu ve hem de pratik uygulamalar düzeyinde kendine özgü olan ayrı bir tarih dönemini temsil eder. İşte Kur'an bu geniÅŸ ve yaygın anlamda bir "ayırt edici", bir "ayıraç “tır." (1)

Tevhidi şirkten ayırandır Furkan.

Sizin ilahınız tek bir ilahtır. O’ndan baÅŸka (ibadeti, itaati hak eden) hiçbir ilah yoktur. O, (özünde merhamet sahibi olan) Er-Rahmân, (rahmetini kullarına eriÅŸtiren) Er-Rahîm’dir. (Bakara Suresi; 163)

Tevhid; yaratmada  ve yönetmede, hükmetmede ve kanun koymada  Allah'ı birlemek demektir.

..."İyi bilesiniz ki yaratmak da, emretmek yetkisi de O’na mahsustur"(Araf Suresi; 54) ÖrneÄŸin göze görme hükmünü veren Allah’tır, aynı zamanda nereye bakıp bakamayacağının kanunu da koyan Allah'tır. KulaÄŸa duy hükmünü veren Allah, neleri dinleyebileceÄŸi konusunda kanunu da koyandır. Dile konuÅŸma hükmünü veren Allah, neyi nasıl konuÅŸması gerektiÄŸi hususunda kanununu da koyandır vb. Çünkü malik O’dur melikte O'dur. Sahip O (cc) olduÄŸu için yetkide O'nundur (cc).

Tevhid demek; ibadet kastı taşıyan tüm amelleri sadece Allah için yapmak demektir. Her gün namazlarda ilan ettiÄŸimiz "Yalnızca Sana ibadet ederiz"  (Fatiha Suresi; 4) bu hakikati  unutmamamız açısından tekrarlanmaktadır.

Furkan hakkı batıldan  ayıran demektir.

Hakkı batıldan kesin hatlarla ayıran Furkan’ı (vahiy) kuluna indirmiÅŸtir. Hak nedir batıl ne?  İman eden için tek ölçü "Furkan" olan Kur’an'ın ölçüsüdür.“İşte bu Benim dosdoÄŸru yolumdur. Ona uyun. Sizi Allah yolundan ayrı düşürecek yollara uymayın.” (Enam Suresi; 253)

Furkan olan Kur'an   helal ile haramın arasını ayırır.

"De ki: “Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını ben okuyup açıklayayım." (Enam; 151) Helal ve haram kılma yetkisi Allah'ındır. Kimse Allah'ın haram dediÄŸini meÅŸrulaÅŸtırma yetiksine sahip deÄŸildir. Kim teÅŸebbüs ederse ilahlık taslamış olur.

Furkan olan Kur'an iyi ile kötüyü ayırır.

“İyilik, yüzlerinizi doÄŸu ve batı tarafına çevirmeniz deÄŸildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah’ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiÄŸi maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. AntlaÅŸma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaÅŸ zamanlarında sabreder. İşte doÄŸru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler ancak onlardır!”(Bakara Suresi; 177)

İman eden, iyi ve kötünün kriterlerini kendisi belirlemez, iyi ve kötünün ana ilkelerini Furkan'dan alır. İslami ölçülere dikkat edilerek iyi ve kötünün tarifini yapmak imanın gereÄŸidir. Mesela beÅŸer kaynaklı bir sisteme iyi denir mi? Allah’ın ceza yasasına uymayan bir cezaya oh iyi olmuÅŸ denebilir mi?  vb...

Furkan güzel ile çirkini ayırır!

Modernizmin ön gördüğü güzellik anlayışında hep başkalarının beğenisidir ölçü. İç huzuru yakalayamayan insan beğeni almak için kendine yabancılaştıkça manen batıyor. Müminlerin bir derdi vardır; Allah'ın güzel demesi beğenmesi ve kabul etmesi. Bu sebeple müminlerin Allah'ın beğenisini almayan hiçbir şeyi güzel bulmazlar.

ÖrneÄŸin İslam’ın fıkıh ölçülerine uymayan bir kıyafete güzel deme hakkımız var mı? Seküler ölçülerle dizayn edilmiÅŸ bir evin cazibesine kapılarak güzellik ölçüsü belirlenebilir mi? İslam'ın ölçülerinin ala bora edildiÄŸi bir düğünden eÄŸlenmiÅŸ olarak dönerken çok güzeldi deÄŸerlendirilmesi yapılabilir mi? Allah'ın kanunlarının hiçe sayıldığı sistemin adı her ne olursa olsun bu daha güzel denebilir mi?

Son olarak merhum Ali KÜÇÜK   hocamız konuyla ilgili ayetin tefsirinde şöyle diyor;Öyleyse Furkan olan bu kitabı tanımadıkça, bu kitap rehberliÄŸinde bir hayat yaÅŸamadıkça kesinlikle bilelim ki yolumuzu görmemiz, hak ve bâtılı tanımamız, bâtıllardan uzaklaşıp hakka ulaÅŸmamız mümkün olmayacaktır. Ve toplum olarak bu Furkan olan kitaba müracaat etmedikçe, her ÅŸeyden önce bu Furkan ne diyor? demedikçe kesinlikle bilelim ki hiçbir problemimizi çözemeyiz. Hiçbir doÄŸruya ulaÅŸamayız. Allah’ın Furkan olan bu kitabıyla görür, düşünür olmadıkça ne kendimizi ne aile hayatımızı ne toplumsal hayatımızı ne hukukumuzu ne eÄŸitimimizi düzlüğe çıkarmamız mümkün olmayacaktır.



Henüz Yorum Yapılmamış. İlk Yorumu Yazan Siz Olun!

Yorumunuz başarıyla gönderildi. Editör onayından geçtikten sonra sayfada yayınlanacaktır.
Yorumunuz iletilirken bir hatayla karşılaşıldı. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.

Yorum Yazın

E-Mail adresiniz yayınlanmayacaktır. Endişe Etmeyin. (*) koyulan alanlar zounludur.

Diğer Yazılarımız